Güncel
Esed’e saldırılar, denklemleri yeniden değiştirdi
Suriye’nin üç bölgesine yönelik saldırılar, ABD stratejisinde büyük bir değişimi mi yansıtıyor yoksa herhangi bir siyasi strateji olmaksızın yalnızca kimyasal programın ‘dönüştürülmesi’ ile ilgili bir saldırı mı?
Ä°brahim Humeydi - Åžarku'l-Avsat
Suriye’nin üç bölgesine yönelik saldırılar, ABD stratejisinde büyük bir deÄŸiÅŸimi mi yansıtıyor yoksa herhangi bir siyasi strateji olmaksızın yalnızca kimyasal programın ‘dönüştürülmesi’ ile ilgili bir saldırı mı?
Ä°ngiltere ve Fransa’nın Amerika’ya katılması, özellikle de BaÅŸkan Donald Trump’ın yönetimindeki son deÄŸiÅŸiklikler ortada iken Suriye’de yeni bölgelere yüzden fazla saldırı yöneltilmesine sebep olur mu? Yoksa Londra ve Paris’in güdüleri içeriden olup Åžam ile bir ilgisi yok mu?
Saldırıların üzerinden iki gün, Amerika’nın el-Åžayrat üssüne yönelik saldırısının üstünden 1 yıl geçtikten sonra yapılan bu saldırılara dair iki okuma yapılabilir: Söz konusu el-Åžayrat saldırısı, Ä°dlib’in köyündeki Han Åžeyhun’a sarin gazı ile yapılan saldırıdan sonra gerçekleÅŸmiÅŸ ve Washington bundan Suriye yönetimini sorumlu tutmuÅŸ; Åžam ise bu suçlamaları reddetmiÅŸti.
Saldırılar Esed’in yararına
Ä°lk okuma şöyle; üçlü saldırılar, Washington’un tutumunda bir deÄŸiÅŸimi yansıtmıyor ve Åžam’ın yararına olabilir. Nitekim ABD’nin Amman BüyükelçiliÄŸi ÖSO’daki, ‘Güney Cephesi’nin liderlerine bir mektup göndermiÅŸ ve saldırıların ‘hiçbir ÅŸekilde ABD, Rusya ve Ãœrdün arasındaki gerilimi azaltan anlaÅŸmanın sona erdiÄŸi anlamına gelmediÄŸini ve Suriye’ye yönelik politika deÄŸiÅŸikliÄŸinin söz konusu olmadığını’ belirtmiÅŸtir. Mektubun devamında, “Gerilimi azaltan anlaÅŸmanın teminatını veren bir devlet olarak rejimin sizin güneydeki topraklarınızı aldığını görmek istemeyiz ve özgürlük ve adalet devleti talep eden hakkınızı korumayı dileriz. Bunun için de sizden, size saldırmaları veya DoÄŸu Guta’da yaptıklarını Dera ve Kuneytra’da da tekrar etmeleri için rejim ve müttefiklerine herhangi bir fırsat vermemek konusunda dikkatli olmanızı rica ediyoruz” denildi.
Mektup uyarıcı bir tonda şöyle devam ediyor: “EÄŸer gerilimi azaltmayı ihlal eden herhangi bir askeri operasyona kalkışırsanız sizi savunamayız. EÄŸer rejim anlaÅŸmayı ihlal ederse bu ihlali durdurmak ve gerilimi azaltma anlaÅŸmasının devamlılığını saÄŸlamak için elimizden geleni yapacağız.”
Mesajın zamanlaması da manidar: Suriye’nin güney bölgesinin hükümet güçleri ve müttefiklerinin toplanmasına tanıklık ettiÄŸi bir zaman…
Ancak beklentiler Åžam’ın Guta’dan sonra Humus köylerine taşınmadan önce baÅŸkentin güney mahallelerine ve Yermük Kampı’na yoÄŸunlaÅŸacağı yönünde.
Ä°dlib ve ülkenin Güney Cepheleri, Rusya’nın Türkiye, ABD, Ãœrdün ve Ä°srail ile anlaÅŸmasına konu olması dolayısıyla bir sonraki aÅŸamaya bırakılıyor.
ABD elçiliÄŸinin ‘Güney’ gruplarına yazdığı mektupta, ‘son saldırıların rejimin kimyasal silah kullanımına bir tepki olduÄŸu ve ABD’nin böyle vahÅŸi bir silahın kullanılmasına göz yumamayacağı’ belirtildi.
Dış iliÅŸkiler Komisyonu BaÅŸkanı Richard Haass da attığı bir tweetinde, “ABD’nin Suriye’ye yönelik politikasında bir deÄŸiÅŸiklik söz konusu deÄŸildir” ifadelerini kullandı. Bu saygın eski diplomat böylece ‘Amerikalıların rejimi zayıflatmak için harekete geçmediklerinin’ altını çizdi.
Analizciler, bu saldırıların Washington’un politikasında bir deÄŸiÅŸikliÄŸe iÅŸaret etmek şöyle dursun gecikmenin Åžam’a yerlerini ve hedeflenen üç noktayı boÅŸaltmaları için vakit kazandırdığını ve böylece kimyasal araÅŸtırma programının saldırılara karşı ciddi bir ÅŸekilde garanti altına alınmış olduÄŸunu düşünüyor. Bir diplomat bu konuda, “Saldırılar projenin özünde bir deÄŸiÅŸikliÄŸe neden olmadı ve caydırıcı bir rol de oynamayacak” ifadelerini kullandı.
Esed’e “anti-emperyalizm” armaÄŸanı
Son saldırılar Åžam’ın ABD-Ä°ngiltere-Fransa üçlüsünü 1956 yılında Mısır’a karşı bir araya gelen Ä°ngiltere-Fransa-Ä°srail üçlüsüne benzetmek yoluyla politik söylemi yeniden dillendirip bunun ‘yabancı bir komplo’ olduÄŸunu söyleyerek arkasındaki kitleyi harekete geçirmesine geçit verebilir.
Esed bu söylemi ‘Suriye’nin doÄŸu ve güneyini ABD iÅŸgalinden koruma savaşına girme’ ÅŸeklindeki yeni bir aÅŸamaya taşımak için saldırıları kullanabilir. Önceki aÅŸama da ‘terör ve tekfircilere karşı savaÅŸ’ idi. Resmi söylem, saldırgan saatlerde de iÅŸlerin her zamanki gibi yolunda olduÄŸunu vurguladı.
Araplar bölündü Esed Ä°ran’a daha fazla yaklaÅŸtı
Analizciler, Arap dünyasından gelen tepkilerin kendi içinde bölündüğünü gözlemledi. Mısır gibi bir kısım ülkeler saldırılar konusunda “kaygılanırken” Arap ve Batı ülkelerinin çoÄŸunluÄŸu bunu ‘rejimin iÅŸlediÄŸi suçlara karşılık askeri operasyonlar ÅŸeklinde gelen bir tepki’ olarak gördü. Aynı ÅŸekilde bu saldırılar ile ‘Åžam’ın Tahran’ın kucağına daha fazla koÅŸacağına’ ve Moskova’nın Suriye ordusunu aralarında S-300’ün de yer aldığı geliÅŸmiÅŸ füze sistemleri ile desteklemeye ikna olacağına iÅŸaret edildi.
BilindiÄŸi üzere Rusya’nın Hmeymim üssü, Suriye’ye S-400 verildiÄŸinden bu yana hava savunma sistemlerini kontrolü altında tutuyor. Buna karşılık, bu saldırılar Esed’in siyasi tavizler vermesini saÄŸlamanın aksine Ä°ran ve Rusya ile birlikte daha fazla iÅŸbirliÄŸi içine girerek karşıt bir cephe almasına sebep olacak.
Yeni Üçlü İttifak
Tüm bunlara karşılık baÅŸka bir okuma daha var ki o da şöyle: bu saldırıların stratejik boyutunun küçümsenmemesi gerekir. Rus lider Vladimir Putin, Türkiyeli mevkidaşı Recep Tayyip ErdoÄŸan ve Ä°ranlı mevkidaşı Hasan Ruhani ile birlikte geçtiÄŸimiz hafta Ankara’da üçlü bir zirve gerçekleÅŸtirmiÅŸti. Saldırılar yoluyla yeni bir üçlü ittifak belirginleÅŸti ve bu ErdoÄŸan’ı Rusya ile siyasi, askeri ve ekonomik iliÅŸkilerini güçlendirme konusunda acele etmeye itti. Bu da NATO’nun faaliyet alanının Türkiye sahasında zayıflatılması anlamına geliyor.
ABD DışiÅŸleri Bakanlığı’nda çalışan eski bir memur olan Nicholas Burns, bir ABD-Arap-Avrupa ittifakı kurularak bunun Rusya-Ä°ran-Türkiye ittifakının olumsuz etkisini dengelemeyi hedeflemesi çaÄŸrısında bulundu.
ABD ve Rusya’nın gerçek güçleri açığa çıktı
Saldırılar, ABD ile Rusya’nın askeri güçleri arasındaki farkı ortaya koydu. Amerikan savaÅŸ makinesi harekete geçtiÄŸinde Moskova’nın zayıf potansiyeli gün yüzüne çıkıyor. ABD yönetimi liderliÄŸe karar verdiÄŸinde arkasında Londra ve Paris yer alacak ve ikisi de Washington’dan baÅŸka bir ittifakı kabul etmeyecek.
AB’nin Åžam ile normalleÅŸme söylemi zayıflarken ABD Suriye’de kalıyor
Bu saldırılar, Trump’ın birkaç hafta önce danışmanlarından 6 ay sonra bir plan sunmalarını istemesinin ardından ve 2 bin Amerikan askerinin çekilmesi için Kasım ayında düzenlenen kongrenin ara seçimlerinin arifesinde ABD güçlerinin Fırat’ın doÄŸusunda kalmasını destekleyenlerin elini güçlendirebilir.
ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley, dün Suriye’nin doÄŸusunda kalma niyetini açık etti. Burns da ABD’nin DEAÅž ile mücadele etmek adına Suriye’nin kuzeyinde kalması gerektiÄŸini söylemiÅŸti.
Fransa ve Ä°ngiltere’nin bu saldırılarda ABD’ye eÅŸlik etmesi, bir sonraki aÅŸamada Suriye’nin kuzeyi ve kuzeydoÄŸusunda bu üç ülkenin iÅŸbirliÄŸi yapacağı düşüncesini destekleyecektir. Özellikle de önceki DışiÅŸleri Bakanı Rex Tillerson’un belirsiz bir zamana kadar Suriye’de kalma stratejisini güçlendirecektir.
Zira Suriye konusu şu beş gerekçeden birisine konu olmuş durumda:
• Kimyasal kullanımını engelleme,
• DEAÅž’ın ortaya çıkışını engelleme,
• Ä°ran’ın etkisini daraltma,
• Siyasi geçiÅŸ için baskı
• Mültecilerin geri dönüşü
Bir Batılı yetkiliye göre bu saldırılar, rejimin meÅŸruluÄŸu mevzusunu daha da çetrefilli bir hale sokacak. Söz konusu yetkili bu konuda, “Bu üçlü hareket, AB’den ve bölgeden yükselen Åžam ile normalleÅŸme ve yeniden imar için iÅŸbirliÄŸi çaÄŸrılarının sesini kısacaktır” dedi. BaÅŸkan BeÅŸÅŸar Esed’in yeniden imarın maliyetinin 400 milyar Amerikan dolarını ve 15 seneyi bulacağını söylediÄŸi aktarıldı. Haley, Washington’un Esed ile ‘doÄŸrudan müzakere yürütmeyeceÄŸini’ ifade etti.
Mevcut durumda gerek AB’de gerekse Washington’da Åžam’a ek yaptırımlar uygulanmasını isteyenler üstün konuma geçtiler. Önümüzdeki Avrupa Bakanlar Kurulu’nun ek yaptırım içermesi ve bağışçı ülkelerin Nisan ayında Brüksel’de gerçekleÅŸtireceÄŸi bir sonraki konferansta Åžam’ın Tahran ile olan iliÅŸkisine ek olarak yeniden yapılanmanın siyasi geçiÅŸle olan baÄŸlantısı konusunda net bir tavır alması bekleniyor.
Üç ülke Cenevre’de müzakere ve siyasi sürecin yollarını aramak için Moskova’ya politik baskı uygulamak adına bu saldırıları kullanabilir. Aynı ÅŸekilde Londra ve Paris de Suriye’de daha belirgin bir strateji benimsemesi için Washington’a baskı uygulamak için bundan faydalanabilir.
Rusya-Türkiye-Ä°ran zirvesinden sonra doÄŸan üçlü ittifakın ardından gelen saldırılar ‘yarının Suriyesi’ arayışını geri getirdi. Ä°ngiltere Hükümeti BaÅŸkanı Theresa May, tek başına askeri operasyonun yeterli olmayacağını ve Suriye halkı için en iyisinin siyasi çözüm olduÄŸunu dile getirdi. Aynı ÅŸekilde DışiÅŸleri Bakanı Boris Johnson da iÅŸin ‘CumhurbaÅŸkanı Esed’i müzakere masasına getirmekle’ sonuçlanacağını ifade etti. Fransa CumhurbaÅŸkanı Emmanuel Macron ise bu saldırılardan sonra ‘ÅŸimdi BM Güvenlik Konseyi’nin siyasi, kimyasal ve insani düzeyde birlik giriÅŸimlerinde bulunması gerektiÄŸini’ söyledi. Fransız DışiÅŸleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Cumartesi günü ‘Suriye krizinin barışçıl bir ÅŸekilde çözülmesini garanti altına almak için’ Paris’in Pazartesiden itibaren Güvenlik Konseyi’ndeki ‘giriÅŸimlerin yinelenmesini’ istediÄŸini belirtmiÅŸti. Fransız CumhurbaÅŸkanlığı, saldırılardan önce Moskova’ya anlaÅŸma elini uzatan Macron’un Rusya’ya planladığı ziyareti hala gerçekleÅŸtirmeye niyetli olduklarına dikkat çekti.
AFP, ABD’li bir yetkilinin, “BM’nin Suriye yetkilisi Staffan de Mistura ile çalışmamızı güçlü bir ÅŸekilde devam ettirdiÄŸimiz gibi Moskova ile de siyasi süreçte adım atmak için çalışıyoruz” dediÄŸini aktardı.
Henüz yorum yapılmamış.